Nanoteknolojik ve Biyolojik Yöntemlerle Petrol Kirliliğine Çözüm

TAKİP ET

Doç. Dr. Duygu Ağaoğulları, denize ve bazı durumlarda toprağa karışan petrolün ekosisteme zarar vermeden temizlenmesi için alternatif bir yöntem üzerinde çalıştıklarını açıkladı.

Nanoteknolojik ve Biyolojik Yöntemlerle Petrol Kirliliğine Çözüm

 

Doç. Dr. Duygu Ağaoğulları'nın Önderliğinde Geliştirilen Biyoremediasyon Teknikleri

 

Doç. Dr. Duygu Ağaoğulları, denize ve bazı durumlarda toprağa karışan petrolün ekosisteme zarar vermeden temizlenmesi için alternatif bir yöntem üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Petrol kirliliği, tanker kazaları, yükleme ve boşaltma sırasında meydana gelen sızıntılar veya atık petrol ürünlerinin çevreye yayılması gibi nedenlerle oluşabiliyor.

Mevcut temizleme yöntemlerinin çevresel bazı dezavantajları bulunuyor. Bu dezavantajları gidermek amacıyla bilim insanları, petrolü toprak ve deniz suyundan arındırmak için nanoteknolojik ve biyolojik yöntemler geliştiriyor. Bunlardan biri, canlı mikroorganizmaların kullanıldığı biyoremediasyon yöntemidir.

Türkiye’de, TÜBİTAK ile Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi (ANAS) işbirliği ve SOCAR Enerji Ticaret A.Ş.'nin ortaklığıyla yürütülen "Petrol Atıkları ile Kirlenmiş Deniz Suyunun ve Toprağın Mikroorganizma Yüklenmiş Çekirdek/Kabuk Tipi Manyetik Nanopartiküller Kullanılarak Nanoteknoloji ile Geliştirilmiş Biyoremediasyon ile Temizlenmesi" projesi kapsamında çalışmalar sürdürülüyor. Proje, ANAS tarafından Prof. Dr. Parvin Mammodva ve TÜBİTAK tarafından İTÜ'den Doç. Dr. Duygu Ağaoğulları'nın yürütücülüğünde gerçekleştiriliyor.

AA muhabirine konuşan Doç. Dr. Ağaoğulları, petrolle kirlenmiş deniz suyu ve toprağı manyetik nanopartiküller ve mikroorganizmalar kullanarak temizlemeyi amaçladıklarını belirtti. Hem doğal mikroorganizmaları kullanarak biyoremediasyon yaptıklarını hem de 1 ile 100 nanometre arasındaki nanopartikülleri bu sistemle birleştirerek deniz suyundaki petrolü küçük moleküllere parçaladıklarını ve mıknatıs kullanarak bu molekülleri deniz yüzeyinden hızla topladıklarını ifade etti.

Her yıl gemi kazaları, arızalar veya sızıntılar nedeniyle büyük miktarda petrolün denizlere karıştığını vurgulayan Ağaoğulları, petrol sızıntılarının ekosistemde planktonlardan kabuklulara kadar pek çok canlıya zarar verdiğini belirtti. Ayrıca petrolün toprağa ve kumsallara yayılmasıyla tarımsal faaliyetlerin de olumsuz etkilendiğini ifade etti. Projede, çevreye ve insan sağlığına zararsız demir bazlı nanopartiküller üretildiğini ve bu nanopartiküllerin manyetik özelliklerinin korunması için doğayla uyumlu koruyucu tabakalarla kaplandığını belirtti. Bundan sonraki aşamada, mikroorganizmaları nanopartikül yüzeylerine tutturup örnekler üzerinde çalışmalar yapacaklarını söyledi.

Ağaoğulları, mevcut yöntemlerin dezavantajlarına değinerek, özellikle yakma ve kimyasal yöntemlerin çevreye zarar verdiğini, kendi projelerinde ise manyetik nanopartiküllerle tekrar kullanılabilir bir sistem oluşturmayı hedeflediklerini anlattı. Bu yöntemin ekosistemin daha kısa sürede iyileşmesini sağlayacağını ve en az dört kat daha hızlı ve geri dönüştürülebilir bir sistem oluşturmayı amaçladıklarını ifade etti.

Son olarak, 2010 yılında Meksika Körfezi'ndeki büyük petrol sızıntısının etkilerinin hala görüldüğünü hatırlatan Ağaoğulları, Azerbaycan ve Türkiye'nin ortak çabalarının önemine vurgu yaptı. Projenin başarılı bir şekilde tamamlanması için 2 yıl içerisinde ispatlamayı hedeflediklerini belirtti.

nanoteknoloji bilim kirlilik petrol kirliliği