Fransa'da kısa mesafeli uçuş yasağının üzerinden bir yıl geçti: Bu durum daha fazla insanı tren yolculuğuna teşvik etti mi?
Fransa'da kısa mesafeli uçuş yasağının üzerinden bir yıl geçti: Bu durum daha fazla insanı tren yolculuğuna teşvik etti mi?
Fransa'da kısa mesafeli uçuş yasağının üzerinden bir yıl geçti: Bu durum daha fazla insanı tren yolculuğuna teşvik etti mi?
Çok tartışılan düzenleme henüz bir yıldan biraz fazla bir süredir yürürlükte.
Fransa, karbon emisyonlarını azaltma çabasıyla geçtiğimiz haziran ayında iç hat kısa mesafeli uçuşları resmen yasakladı.
Teoride, düzenleme 2,5 saatin altında bir tren alternatifinin olduğu uçuşları yasaklıyor. O zamanki eleştirmenler, çok az rotayı hedef alarak ve bağlantı uçuşlarını dahil etmeyerek yeterince ileri gitmediğini söyledi. Havacılık endüstrisi, düzenlemenin adil olmadığını iddia ederek karşı çıktı.
Peki, Fransa'nın kısa mesafeli iç hat uçuş yasağı yürürlüğe girmesinden bu yana bir yıldan biraz fazla bir süre geçti ve bu yasağın şu ana kadar ne gibi etkileri oldu?
Read More
Fransa'nın iç hat uçuş yasağı emisyonları azalttı mı?
Yasağın yürürlüğe girmesinden önce, Fransız Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (DGAC), yeni düzenlemenin yılda 55.000 tona kadar emisyonu azaltabileceğini tahmin ediyordu; bu, Fransa'daki iç hat uçuşlarından kaynaklanan toplam emisyonların yalnızca %2,6'sına denk geliyor .
Tedbirin sera gazı emisyonlarının azaltılması üzerindeki görünürdeki asgari etkisi, bu yılın başlarında Fransız Havaalanları Birliği'nin yasaya karşı yaptığı itirazın temelini oluşturmuştu; itirazda, yasanın "yetki kötüye kullanımı" olduğu ileri sürülmüştü.
Danıştay'ın yasağın "kısa vadede hava taşımacılığı alanındaki bu emisyonların azaltılmasına katkıda bulunmasının muhtemel olduğu" yönündeki kararıyla bu itirazı kaybettiler.
Ancak yasağın yürürlüğe girmesinin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, yasağın doğrudan emisyon azaltımına ilişkin resmi bir rakam henüz mevcut değil .
Kâr amacı gütmeyen Ulaştırma ve Çevre kuruluşunun Fransız havacılık yöneticisi Jérôme du Boucher'a göre, sahip olduğumuz tek bilgi parçası, geçen yıl iç hat uçuşlarından kaynaklanan toplam emisyonlar.
Uluslararası düzeyde ise bu emisyonlar artış gösterirken, 2023 yılında 2022 yılına göre yüzde 3,4 oranında azaldı.
"Bu, genel olarak Fransa'daki iç hat uçuşlarının azaldığına ve kısa mesafeli uçuş yasağının buna katkıda bulunduğuna dair bir örnek," diye açıklıyor. "Hangi oranda? Söylemesi zor."
“Daha nitel bir şekilde söyleyebileceğimiz şey, aynı zamanda 2023 yılında ulusal demir yolu şirketi SNCF'nin iş faaliyeti seviyesini toparladığıdır.”
Bunu iç hat uçuşlarıyla paralel tuttuğumuzda, seyahat ve iş hacminin COVID öncesi seviyelere dönmediğini söylüyor.
"Ve böylece, yalnızca [yasak kapsamındaki] belirli uçuşlarda değil, daha genel anlamda bir değişim yapılmış gibi görünüyor."
Yasağın en az üç yıl geçerli olması planlanıyor. Bu sürenin sonunda Fransız hükümeti yeni bir adım atmadan önce yasağın etkisini inceleyecek.
Sadece emisyon rakamlarından daha fazlası
Ancak yasağın mirası, düzenlemenin iç hat uçuşlarından kaynaklanan emisyonları azaltmada etkili olup olmadığıyla ilgili olmayabilir.
De Bouchard, "CO2 emisyonu açısından küçük görünüyor ama politik bir önlem, bir yasa parçası olarak iyi" diyor.
Yasa Fransa'da çok tartışıldı ve aslında onu uygulamak, hangi biçimde olursa olsun, insanlara bir sinyaldir. Bunun, Fransızların 'sobriété' veya ılımlılık olarak adlandıracağı şeyi düşünmelerine yol açtığına inanıyor - bu uçuşları iş veya eğlence için yapmaya gerçekten değer mi?
"İnsanların bu ulaşım aracına karşı davranış ve tutumlarını gerçek anlamda etkiliyor."
Yakın zamanda yapılan bir DGAC ulusal hava yolcu anketi, insanlara yolculukları uçakla mümkün olmasaydı ne yapacaklarını sordu. Yurtiçi uçuşlar için, %41'i farklı bir ulaşım yöntemi kullanacaklarını söyledi.
De Bouchard, sadece bununla kalmayıp, daha fazla düzenlemenin kapılarını ve olasılığını açtığını da ekliyor. Örneğin İspanya, 2,5 saatin altında tren alternatiflerinin olduğu kısa mesafeli uçuşlara benzer bir yasak getirmeyi planlıyor .
Bir ülke bu tür bir düzenlemeyi taahhüt ettiğinde ve bu Avrupa Komisyonu tarafından onaylandığında, diğer AB ülkelerinin de bunu yapmayı düşünmesi daha kolay hale geliyor.