Bilim insanları dünyanın en uzun yaşayan omurgalı hayvanından yeni yaşlanma karşıtı sırları nasıl keşfetti?

Bilim insanları dünyanın en uzun yaşayan omurgalı hayvanından yeni yaşlanma karşıtı sırları nasıl keşfetti?

Araştırmada, okyanus sıcaklıklarının artmasının köpek balığının eşsiz türünü tehdit edebileceği ortaya çıktı.

Köpekbalıkları okyanuslarımızdaki en güçlü - ve korkulan - canlılardan biri olarak bilinir. Ancak şimdi, belirli bir türün bize kalp sağlığımızı nasıl iyileştireceğimizi öğretebileceği ortaya çıktı.

Prag'da devam eden Deneysel Biyoloji Topluluğu konferansında sunulan yeni deneysel araştırma, kas metabolik aktivitesinin dünyanın en yaşlı omurgalı türü olan Grönland köpekbalığının inanılmaz uzun ömründe önemli bir faktör olabileceğini gösteriyor.

Bilim insanları, bulguların bu savunmasız türün korunması ve insan sağlığı açısından iyi bir haber olabileceğini düşünüyor.           00:00       Read More  

Köpekbalıkları bize daha uzun bir yaşam sürme konusunda neler öğretebilir?

Somniosus microcephalus olarak da bilinen Grönland köpekbalıkları, 270 ila 500 yıl ve daha uzun ömürlü olmalarıyla en uzun yaşayan omurgalılardır.

Araştırmayı yürüten Manchester Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Ewan Camplisson, "Bu kadar uzun yaşamalarını sağlayan hangi adaptasyonlara sahip olduklarını anlamak istiyoruz" diyor.

Daha önce, bu uzun yaşam süresinin köpekbalığının soğuk ortamı ve minimum hareketinden kaynaklandığı düşünülüyordu. Şimdi, bu türün aşırı uzun ömürlülüğünün ardındaki faktörlerin çok daha karmaşık olduğu keşfedildi.

Bu nedenle Camplisson ve ekibi alternatif teorileri araştırmaya karar verdi.

Camplisson, "Çoğu tür yaşlandıkça metabolizmalarında değişiklik gösteriyor" diye açıklıyor. "Grönland köpekbalıklarının da bu geleneksel yaşlanma belirtisini gösterip göstermediğini veya metabolizmalarının zamanla değişmeden kalıp kalmadığını belirlemek istedik."

Araştırmacılar Grönland köpekbalıkları üzerinde hangi testleri yaptı?

Köpekbalıklarının metabolizmasını ölçmek için Camplisson'un araştırmacı ekibi, bu canlılardan alınan korunmuş kas dokusu örnekleri üzerinde enzim testleri gerçekleştirdi.

Farklı köpekbalığı yaşları ve ortam sıcaklıklarında, spektrofotometre (örnek çözeltiden geçtikten sonra emilen ışığın yoğunluğunu ölçen bir cihaz) kullanarak enzimlerin metabolik aktivitesini ölçtüler.

Camplisson ve ekibi bu araştırmaların ardından farklı yaşlardaki köpekbalıklarının kas metabolik aktivitelerinde önemli bir değişiklik bulamadı .

Bu, metabolizmalarının zamanla azalmadığını, hatta uzun ömürlerinde önemli bir rol oynayabileceğini gösteriyor.

Camplisson, "Bu, yaşlandıkça metabolik enzim aktivitelerinde bir miktar değişiklik gösterme eğiliminde olan çoğu hayvandan oldukça farklıdır" diyor. "Sonuçlar, Grönland köpekbalığının diğer hayvanlarla aynı geleneksel yaşlanma belirtilerini göstermediği hipotezimizi destekliyor."

Bulgular Grönland köpekbalığının ve kendi sağlığımız hakkındaki anlayışımızı nasıl artırıyor?

Köpekbalığı üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları, Grönland türü balıkların metabolik enzimlerinin yüksek sıcaklıklarda önemli ölçüde daha aktif olduğunu da ortaya koydu.

Camplisson, "Bu, köpekbalığının kırmızı kas metabolizmasının kutup ortamına özel olarak adapte olmadığını gösteriyor, aksi takdirde aktivitede sıcaklığa bağlı daha az fark görmeyi beklerdik" diyor.

Ancak iklim değişikliğiyle birlikte özellikle endişe verici bir potansiyel eğilim ortaya çıkıyor ve bu eğilim uzun ömürlü türlerin uyum sağlama yeteneğini azaltabilir ve dolayısıyla yok olma riskini artırabilir .

Camplisson, "Dişi bir Grönland köpekbalığı 150 yaşına gelene kadar cinsel olgunluğa erişemeyebilir ve bu kadar uzun bir nesil süresiyle türün, çevresindeki antropojenik değişikliklere uyum sağlama şansı çok daha az olacaktır" diye açıklıyor.

Camplisson'un Grönland köpekbalıklarıyla ilgili araştırmaları henüz bitmedi .

Gelecekte, iklim değişikliğinin etkilerini de göz önünde bulundurarak, köpekbalığının metabolik aktivitesini daha derinlemesine anlamak için daha fazla enzim ve doku türünü test etmeyi planlıyor.

"Nihai hedefim türleri korumak ve bunu yapmanın en iyi yolu onları daha iyi anlamaktır" diyor.

Bulguları insanlar ve özellikle kalp hastalıkları açısından ne anlama geliyor?

"Bunlar yaş ilerledikçe giderek daha yaygın ve ciddi hale gelen sorunlardır" diyor ve ekliyor, "Grönland köpekbalığını ve kalbini inceleyerek kendi kardiyovasküler sağlığımızı daha iyi anlayabiliriz."